1 Kasım 2010 Pazartesi

New Series : Apache against Turkish Kıros

Türkiye'nin ve belki tüm dünyanın meraklı ve tedirgin gözlerle izlediği apacheler nasıl ortaya çıktı?

Apacheler bir tarikat mı?!

Bir Apache görüldüğünde ne yapmalı?

Tüm bilinmeyenleri ve merak edilenleriyle " Apache vs Turkish Kıros " dosyası çok yakında bu sayfada!

  • Kim bu Apaçiler!
  • Apache ile kıro arasındaki 5 temel fark.
  • Kıroluktan Apaciliğe Dikey Geçiş Yöntemleri
  • İlk Türk Apaçisi nasıl ortaya çıktı.

29 Ekim 2010 Cuma

Bilecek'te Dehşet

Güneşli ve insanın içini kaynatan bir pazar gününün sabahına yola koyulduk. Liseli gençler gibi şarkılar, türküler eşliğinde Ankara'dan Bilecik'e doğru ilerliyoruk arabayla. Paşanın "Ordular, İlk hedefiniz Akdenizdir. İleri!" emrini verdiği Polatlı'dan Türkiyenin en gereksiz iller sıralamasında ilk 10'a girebilecek olan Bilecek'e kadar aslında herşey güzel gitmişti. Beklenenin aksine zevkli, neşeli, bol kahkahalı bir yolculuk geçmişti. Eskişehir'e şöyle bir el salladıktan sonra güle oynaya Bilecik'e giriş yaptık. O kadar büyük bir il içersinen kaybolmamak imkansızdı zaten. Bahsi geçen durakta müstakbel gelinimiz Ezel ile buluştuk, sevgililerin ilk buluşması izlenmeye değerdi doğrusu. Elini tutup boynuz tokuşturmalar falan..

47 bin nüfusa sahip Bilecek'in aslında 40bini askerdi. Yanlar üç, üstler beş!


Sevgililerin hasret gidermelerine müteakip bizlerde bir çay bahçesi görünümlü mekana oturuk. Günlük besin ihtiyacımızın birinci basamağı olan kahvaltı etme eylemini gerçekleştirmek adına... Çaylar, puaçalar ... bir yandan yiyor bir yandan muhabbet ediyorduk... Evlenmeye niyetli iki insanlar oturuyor olmak da konuyu ister istemez evliliğe çekiyor. Yunus'un evlenme teklifinden bahsederken, basının bu aralar en çok merak ettiği konu olan "Benim ne zaman bir kız bulup evleneceğim" muhabbeti yine masaya kondu. Espirili bir dil ile kendimi yerden yere vuruyordum.


- Abi, bana kız falan bakmaz. Beyaz atletim var, göbekliyim, Türkçem bozu...
-Bi'de kısasın!


Parmak ucuma kalkınca 1.80 olmama rağmen insanlık beni kısa, bodur, güdük, tıfıl, bıcırık, little man.. gibi görüyordu. Bunların hepsini biliyordum zaten. Ama burda önemli olan Yunus'un İskener'in Levent'in sessiz kalması ve golün Ezel tarafından atılmasıydı. Bana en çok koyan bu oldu. Arkadaşlarım benimle dalga geçiyorlar zannediyordum hep boy konusunda. "Aslına ben kısa değilim onlar uzundu biraz" diye düşünüyordum ki Ezel'in o akıl almaz volesine karşı donup kalmıştım. Bütün özgüvenim yerle bir olmasına rağmen hala gülebiliyordum fakat acı olan taraf benim için şu şekildeydi; Artık birşeyleri anlamıştım, yanlız öleceğim.

Bilecik Osmanlı için bir miladtı belki ama benim için bir sonun başlangıcı oldu.

26 Ekim 2010 Salı

What the fuck is Fog Reyiz talking about?

 
Eğer baaaa küfür eden varsa oralarda, bana bi yazı yazanlar olursa onun anasının ***** fog koyarım taaaam mı? you motherfucka!!! you cant talk to me like that you twatface... and if you do again i would bang you up twatface.. I am livin in England. Come on and talk to me again you bastard.. I'm a little gangsters you know you fucking twatfaces! 

Popüler olurum belki ..